Artık Türkiye'nin de bir "overheard" sitesi var! Yaklaşık bir hafta önce yayınlanmaya başlayan www.yerinkulagi.com'da yaşadığınız ilginç kulak misafirliklerini paylaşabilir, çok daha ilginçleriyle karşılaşabilirsiniz. Bu siteyi biz internet kullanıcılarına sunan ekibe sonsuz teşekkürlerimizi sunuyor ve Yerin Kulağı'na başarılar diliyoruz.
Oxford'lu psikiyatrlar travmatik deneyimin ardıl etkisini Tetris oynatarak azaltmışlar. Yarım saat yaralanma-ölüm görüntüleri izledikten sonra on dakika Tetris oynatılanlar, bir şey yapmayanlara göre daha az etkileniyormuş, bir hafta ve daha uzun vadede o görüntüleri daha az hatırlıyormuş. Çünkü Tetris görsel-işitsel hafızalarını meşgul ediyormuş.
Çinli Altın Çiftçiliği, yoksul ülkelerde kitlesel çevrimiçi (MMO) oyunları (genelde daha zengin ülkelerdeki) diğer oyunculara satılmak üzere sanal para üretimi amacıyla oynayan kişileri ifade eder.
Tahminlere göre Çin'de Aralık 2005 itibariyle yaklaşık 100,000 kişi altın çiftçisi olarak çalışıyordu. Çinli altın çiftçileri genelde 12 saatlik vardiyalarla, bazen 18 saatlik vardiyalarla çalışır. Ücretler ülkeye ve altın çiftçiliği şirketinin büyüklüğüne göre büyük oranda değişir. Çin'in merkezindeki Çongking'deki bir altın çiftçiliği işletmesinin 23 altın çiftçisi çalışanına ayda 120 ABD doları eşdeğerinde ücret ödediği, Fuzhou'daki daha geniş bir altın tarlasında ise ayda yaklaşık 250 dolara denk bir kazanç elde edildiği belirtilmiştir. Altın çiftçiliğinin yaygınlaşması altın tarlası komisyonculuğunu doğurmuştur.
Filipinler, Endonezya ve Meksika gibi başka ülkelerde de altın tarlaları vardır. Ancak yalnızca Endonezya, Çin ile karşılaştırabilen bir düzeye ulaşabilmiştir ve hala arada büyük bir fark vardır.
Kaliforniya Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan Ge Jin, altın çiftçiliği olgusunu ele alan bir belgesel üzerine çalışıyor. Çeşitli altın çiftçiliği atölyelerindeki Çinli işçilerle görüşmelerinden izlenimleri:
"Bir altın çiftliğine ilk girdiğimde oradaki olumlu ruh hali ile çarpılmıştım, çiftçiler yaptıkları işe tutku ile bağlılar ve aralarında gerçekten bir yoldaşlık var. Çileyi ve sömürüyü de görüyorum, ama o yerde çile oyuna karışmış ve sömürü çete gibi bir kardeşlik ve hiyerarşi şeklini almış. Çiftçilerle konuştuğumda çalışma koşullarından neredeyse hiç şikayetçi değillerdi, sadece oyun dünyasındaki yaşamları üzerine yakınıyorlardı.
Günde 12 saat çalışmak/oynamak zorunda olmalarına rağmen başarılarından gurur duyuyorlar ve gerçek dünyadaki yoksullaştırılmış yaşamlarından daha çekici, daha zengin, daha aydınlık olan bu sanal gerçekliğe kaçmaya hevesli görünüyorlar."